top of page

Yürek Ezgisi

 

Aytmatov’un 'Toprak Ana'sına

 

bildim ki milleti mutlu olunca,

analar da mutlu olurmuş.

ve milletin kaderi,

anaların kaderi olurmuş.

***

bildim ki toprak işlenirse,

bitkinin, börtü böceğin rızkı olurmuş.

ve toprağın kaderi,

bitkinin, börtü böceğin kaderi olurmuş.

***

ve bildim ki toprağın ve milletin efendisi,

analar doğurunca olurmuş.

 

 

 

 

Bekleyiş

 

içimde damla damla biriken

ölgün geceler, yağmamış kar

                                     sonra sen ..

bir müzik ritminde kaybolup giden

kurşun gibi düşerken içime yokluğun

                                     sonra sen ..

çekip gitsen uzak en uzak

                                     yalnızlığa ..

uçurtmasına konsan bir çocuğun

neşesini duysan hayata olan bağlılığın

ezgili yergili her şeyde sen…

yalnızlığın diğer adı gece…

uzayıp gitse bu sessizlik

zaman sende bulsa vehmini

yokluğunun resmini çizse cinler

ümidim hayalim sensizliğim

                                     her şeyim sen ..

 

 

 

 

 

Firak-ı  Ebedi

 

düştün yüreğimden leyli bu sabah!

dualarda kondun yüreğime

ve yine dualarda yitirdim seni.

***

önce hafif sızı, sonra sen yitip gittin benden

geldiğin, düştüğün gibi yüreğime…

***

işte böyle leyli, aşk! mevsimsiz,

zamansız bir geliş

sonra sen...

***

düştün yüreğimden leyli bu sabah!

aldı Yaradan çilemi benden.

nirvanamın son noktası sen…

***

düşürdü ince bir el seni

usulca ve sessiz

dualar eşliğinde yüreğimden bu sabah.

***

meğer aşk bu imiş leyli!

vakitsiz bir geliş sonra ince sızı yürekte.

***

sen yoksun leyli!

vadem tamam!..

                                     

 

 

 

Düştün Aklıma

 

yine düştün aklıma!

karardı göklerimiz

bulutlar kasvet kustu

ayrıldı maceramız.

***

yine düştün aklıma!

sarıldı göklerimiz

her yaneden etrafına

derildi güllerimiz.

***

sen hayat kadar sıcak

anne!.. sütü(n) kadar temizsin

alışkanlıklarım kadar benimsin.

 

 

 

 

Hiç...

 

göç var ellerimiz kenetli

uzanmış yitik zamana

kör kütük yüreğimiz

kaybolmuş cennetinde insanlığın

bir ses, uzaklardan duyarım

ta içimden çeker beni

omuzlarıma iner akşamlar

kafam cenk meydanı olur

bir el tutsa yüreğimden

çözse esrarımı kim bilir

hangi ikliminde zamanın

gök yüzlüler muştular beni

ben göğe gök bana yalnız..

 

 

 

 

Bekleyiş..

 

Seni bildim yalnız dolandım dünyaya

Ayrı koma ya Rab!

Seni buldum yalnız gönül yorgun

Can ver ya Rab!

 

 

 

 

Yıllardır göklerden habersiz

Uçurtma uçurmuşum

Gök bana ben göğe yalnız

Çatlamış dudağı aşkın

Bezme sadık âşıktan

Hicranı melekler yüklenmiş

Nevbetini İsrafil

Yürek yarasına eş

Kör düğümler çözüyorum şimdi

Cehennem kuyusuna denk

Leylasına hasret çöl gibi. . .

 

 

 

 

özlemim

susuzluğu toprağın cemreye

açlığı sevginin mecnuna

öyle sensiz öyle kimsesiz yüreğim

kaybolmuş ikliminde

yokluğunun afetidir yüreğim

öyle sensiz öyle kimsesiz yüreğim

**

hatıra olur gâh zaman dökülür beynime

bir sen yoksun yalnızlık sensizliğin diğer adı

ey yüreğimde sonsuzluğunu bırakıp giden

öyle sensiz öyle kimsesiz yüreğim

**

ey diyarına saklanıp ruhumda hicrana kalan

agâh ol, ol da kal yüreğimde…

 

 

 

 

          biz tükettik insanlığımızı

          çağdaş kalabalıklar arasında

          maskeler kalın yüzyıllar örmüş üstünü

          beyhude çabalama

          sıçramak tarihe

          miskinlik kapamış üstünü

          endazesi dar gelir insanlığa yaradanın

          siz çağdaş kalabalıklar size sesleniyorum

          korkarım geleceğe değil

          geçmişe çakılı kalacaksınız

                                                   

 

 

         

          Ankara Taşlaması

 

          her şey uzak

          kalabalıklar yalnızlığın diğer adı

          hüzün gece yoldaş bu şehirde

          kimlikler mahfi

          suretler yapay

          sinsi ürkek bakışlar

          yer altı yerüstü yaşam

          ve yalnızlığımız

          bir kuş gibi

          bu şehir ürkek

          canlısı cansızı

          kurdu kuşunda

          kurt yere inmiş

          kuzu çakal avlıyor

          bu şehrin suyu farklı

          ekmeği sebzesi

          tıpkı insanı gibi

          tadı yok rengi yok

          hormon tadında hayat

                                             

 

 

          

           muştu

 

           asırlar var ki özledim seni sultan

           halkım hakkım yok

           bir ben varım bencileyin içimde

           aradım araya durdum

           arar gibi oldum arada buldum

           bildim seni buldum seni

           ey bilinmez mefhum

 

 

 

           Allah

 

           kelimeler ne mümkün onu anlatmaya

           kelimeden merdiven yetişir mi varmaya?

 

 

          

           Ezcümle!

 

           üzerimde kilitli çizgilerden teşekkül

           dar odayla bir tavan

           bir de son katreden bir nisan yaprağı

           ***

           ve resimlerde idama dönük

           buruşmuş çehrelerde bir tebessüm yalanı..

 

 

 

           kişi kendin bilmeden olmaz başkasın bilme

           on sekiz bin âlemi anlamaksa didinme

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

© 2023 by The Book Lover. Proudly created with Wix.com

bottom of page